Salı, Temmuz 18, 2006

Daron Acemoğlu, Nobel'e Koşan İlk Türk İktisatçı


3 Eylül 1967’de İstanbul’da doğan Acemoğlu, 1989 yılında York Üniversitesi’nde iktisat bölümünü bitirdi.1990’da yüksek lisans ve 1992’de (doğru duydunuz, 2 yılda!) doktora derecesini “Essays in Microfoundations of Macroeconomics: Contracts and Economic Performance“ teziyle alarak LSE’ye veda etti (92-93 döneminde 1 yıl ders verdikten sonra) ve MIT kariyerine başladı.
Daron Acemoğlu, genç yaşına rağmen birçok önemli ödül kazandı.Bunlardan bazıları; Economic Journal “en iyi makale” (1996), Chicago Üniversitesi T.W.Schultz ödülü (1996), Sherwin Rose ödülü (2004) ve büyük yankı uyandıran “John Bates Clark Medal” (2005)
Bu yıl ise TÜBA tarafından, ‘Avrupa sömürge yönetimlerinden kalma kurumların, iktisadi gelişme ve büyümeye uzun dönemli etkileri üzerine’ yaptığı kuramsal ve ampirik çalışmalarla Bilim, Hizmet ve Teşvik ödülleri ve ‘Genç Bilim İnsanlarını Ödüllendirme Programı’ ödülünü Prof.Dr.Semih Tezcan ile paylaştı.
Bir de AJR üçlüsü olarak Simon Johnson ve James A. Robinson ile yazdığı makaleler vardır ki anlayamadığım onca matematiksellikten sonra ilaç gibi gelmektedir :)

Basında çıkan yazılardan, bir dönem Merkez Bankası’na danışamanlık için başvurduğu ama olumlu ya da olumsuz bir yanıt alamadığı bilgisine ulaştım.Keşke diyor insan içinden, hele ki güven faktörünün önem kazandığı dönemlerde ilaç gibi olurdu herhalde.

Gazetelerdeki bir başka söyleşisinde de Kemal Derviş gibi bir gün çağrılırsanız gelir misiniz?' şeklindeki soruyu şöyle yanıtlamış:
"Daha fazla yardımcı olmayı istiyorum ama şimdilik erken. Akademik konularda yapmak istediğim çok şey var. Zamanında gittiler ama yetkili bir şekilde gitmedikleri için çok yararlı olamadılar. Türk politikacılar biraz itfayiyeci gibiler. Nerede bir yangın varsa oraya gidiyorlar."

Sevgili basınımızın beni şaşırttığı tek nokta; kendisini ısrarla University of Europe diye bir yerden mezun etmek istemeleri.Google’a yazdım çıkmadı.Acaba York’un eski adı mıydı dedim, ordan da sonuç çıkmadı.Bu kısa araştırmama dayanarak diyorum ki “Bu kadar da ucuz habercilik olmaz ki kardeşim.Sonra bu adamlar gidip hocayla röportaj yapıyorlar.İnsan bir sayfasına bakar da hangi okuldan mezun olduğunu anlar.”

Not: Hiç bu kadar ezilmemiştim.Eski yazılarıma bakıyorum da, nasıl da sözlerimi tutamamışım.Artık söz vermeyeyim.Düzenli bir okuyucu kitlesine hitap edemedim, herkesten özür diliyorum.Tabi halen bıkmayıp ve kızmayıp bir göz atan kaldıysa :)

4 yorum:

Adsız dedi ki...

pek tabi kaldı...ben de niye açtı acaba bu kadar arayı diyordum:)sen yaz,biz zevkle okumaya devam ederiz,ellerine sağlık...

Adsız dedi ki...

ben de yeni keşfettim blogunuzu,bence de yazın,benim gibi nerden başlaması gerektiğini bile bilemeyen bir çaylak için yazılarınızı okumak büyük bir zevk oldu
hoşçakalın

yuvakuran dedi ki...

Kolay gelsin selamlar

Adsız dedi ki...

Selamlar,University of York'un eski bir ogrencisi olarak belirteyim; soz konusu universitenin ismi, kurulus tarihi olan 1963 senesinden beri University of York olup herhangi bir degisim gecirmemistir.Saygilarimla,